3 Aralık 2015 Perşembe

İNCİR REÇELİ

İlk çıktığı yıllarda sinema da izleyip de hüngür hüngür ağladığım bir filmdi incir reçeli. Daha sonrada tekrar tekrar izlediğim filmler arasında yerini aldı.
Bir önceki postum da hiv virüsünden bahsetmiştim. Bu film de bu hastalığı çok güzel bir şekilde işlemiş. Ne çok dram ne de komedi günlük yaşamdan alınmış olan bir film. Oyuncular da karakterlerine o kadar oturmuş ki film siz istemeseniz de izlettiriyor kendisini…


Gelelim filmin kurgusuna ;Metin adında bir adam var ki bu adamı Halil Sezai Paracıkoğlu canlandırıyor.Bu adamcağız televizyon showları skeçler yazıyor. En büyük hayali ise senaryosunu yazdığı bir filmin çekilmesidir. İşini yaparken ve hayalinin peşinden koşarken geçmektedir günleri.Yani bizim hayatlarımız gibi sıkıcı ve sıradan.Ne yani yok mu hepimizin bir işi ve peşinden koştuğumuz hayallerimiz.Ama bir gün hiç beklemediği bir anda hayatına olmadık şekilde biri girer.Ve Metin bey aşık olur. Kim mi bu kız: Duygu yani Melike Güner . Duyguda kimin nesi diye sorarsanız eğer hıv virüsü taşıyan ve bu hastalıkla yaşamak zorunda olan bir kız. 

En basit bir rahatsızlığında vücudunun zayıf düşeceğini ve kısa sürede öleceğini bildiği için hayatını istediği gibi yaşamaya karar vermiş olan bir kız.En güzelini düşünmüş bence. Zaten biz insanlar hayatı yaşamayı hiçbir şeye üzülmemeyi iş işten geçtikten sonra yapmıyor muyuz?
Neyse dönelim filmimize filmin temel  konusu tabi ki bu hastalık fakat aşksız da olmaz yani.Hani tüm aşklarda son zamanlarda hep cinsellik ön plana çıkarılıyor ya bu filmde de cinsellik olmadan aşkın ne kadar da güzel yaşanabileceği anlatılıyor. Onlar için birlikte zaman geçirmek daha önemli…

Evet filmin görüntü kalitesi, müzikleri, konusu bence gayet güzel hatta defalarca izlenilecek kadar güzel…Bazı yorumlar da filmin iyi olmadığı halde çok abartılı olduğu söyleniliyor.Ben bu sözlere katılmıyorum eğer iyi olmasaydı Halil Sezai bu kadar tanınılır hale gelmezdi.Müzikleri bu kadar patlamazdı.Hatta ve hatta devam filmi çekilmezdi.

Evet devam filmi de çekildi. Orada da bu hastalıktan hayatını kaybetmiş olan bir kişinin arkasında bırakmış olduğu kişiden bahsediyor.Ve o kişinin bu acıyla nasıl devam ettiğini anlatıyor.

Bence eğer izlemediyseniz biran önce izleyin derim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BURSA YEŞİL CAMİ & YEŞİL TÜRBE

Bahçelievler Belediyesinin düzenlemiş olduğu günübirlik Bursa gezisine katıldığım ve soluğu o çok istediğim Yeşil Cami de aldığım anı paylaş...