Kıbrıs da Yeşil Hattı gezdikten sonra buraya çok yakın olan
Büyük Han ‘ı da gezelim dedik. Hem çok gezip yorulmuştuk ,biraz mola verip
dinlenmek ve bir şeyler yiyerek enerji toplamak için Büyük Han’a doğru yol
aldık.
Ben tarihi yerleri ve doğanın mistik yerlerini gezmeyi
sevdiğim için canım arkadaşım bana öğrendiği her şeyi öğretmeye ve her yere
götürmeye çalışıyor. E ben de tabi onu bu şevkten mahrum etmiyorum tabi ki.
Büyük Han da böyle tarihi ve güzel bir yermiş ben daha önce
gitmediğim için merak ettim.Canım arkadaşım beni hiç bilgilendirmez ise olur
mu?
Büyük Han 1572 yılında Kıbrıs'ın ilk Osmanlı Valisi olan
Muzaffer Paşa tarafından inşa ettirilmiş. Birbirine benzeyen 68 dikdörtgen
şeklinde odadan oluşuyormuş, ortasında küçük bir cami bulunan Büyük Han,
Anadolu'da bulunan Osmanlı devri çarşı içi iş merkezleri yapısında imiş.
Birleşik Krallık hakimiyetinde ilk olarak hapishane, daha sonra ise fakirler
için barınak olarak kullanılan bir yapıymış Büyük Han.
Büyük Han dan içeri girer girmez bir huzur kaplıyor içimi bu
tarihi yapılar sanırım beni kendi içine çekiyor. Ben de kendimi bırakıyorum ve
gezmeye başlıyoruz bu tarihi yapıyı.
Herkesin olduğu gibi benim de batıl olan inançlarım vardır. Bunlardan
birisi de su sebilleri ve çeşmelerden su içmek. Ben bu çeşmelerden su
içildiğinde tarihten gelen bir parçayı ruhuma aldığımı ve o suyla beraber harmanlandığımı
düşünürüm. Onun için de bunu hiç ihmal etmem.
Gezip gezip yorulduk o kadar en iyisi bir şeyler yiyelim
diyerek kendimizi buradaki cafelerden birine atıverdik. Buranın meşhur
böreklerinden yemeden edemedik.
Yemek yerken canım arkadaşıma daha önceden gitmiş olduğum
Hanlara benzettim burayı dediğimde hangisine Eskişehir de olanına mı dedi bende
yok hayır Bursa da olan hana benzettim diyince evet haklı olabilirsin nede olsa
aynı Osmanlı yarı tarzında yapılmış diyerek yanılmadığımı doğruladı.
Bu Han ticaret açısından çok önemli çok değerli bir yermiş.Geri
dönüşte istenilen hediyeleri alabilmek adına ve orijinal olmasını sağlamak
amacıyla burayı baya bir arşınladık. Ama değdi doğrusu çok güzel şeyler satın
aldık öyle çok da pahalı değildi doğrusu el emeği olması da cabasıydı.
İnsanlar ne kadar becerikliler ya keşke bende bu kadar
becerikli olsam diyorum böyle güzel el
işlerini gördüğüm de ama yapacak bir şey yok.
Her iş yerinde(dükkanında) başka bir maharet başka bir
güzellik vardı. El ile yapılan o güzelim sabunlar ,Harup denilen o özel yiyecek
yani keçi boynuzundan yapılan o pekmez.Bunu
satan abla ise bu likit çikolata gibidir hepsini aynı anda yeme dedi
sakın.
O sakız kabaklarına işlenen sanatı ise başka bir yerde
göremem sanırım inanılmaz derecede muhteşemdi.
Ve buradan tabi ki de koleksiyonuma mağnet almadan gitmek
olmazdı.Ben cidden buradan çok keyif aldım o güzel ve önemli sayılacak kadar
özel olan tarihinden, İçerisindeki o güzel şirin ve küçük kafelerden, o küçük
el işlerinin ve onlara verilen o emeklerin ve o sanatın eşsizliği …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder