26 HAZİRAN 2011 Tarihinde 85. si düzenlenen’’GAZİ KOŞUSU’’n
da görevliydim.Cidden çok zor bir gündü çok fazla yoruldum.Yorulduğuma deydi mi tabi ki
de değmedi.Fakat bugün cidden ne kadar saçma bir dünyada yaşadığımızı bir kere
daha anladım.1600 kadar kişiye hizmet ettik.bu kişiler arasında at sahipleri,at
yarışı oynayanlar,bu kişilerin davetlileri,eşleri,çocukları,basın vs vardı.Herkes etrafta fır dönüyordu aman bir
yanlış yapılmasın aman dikkatli olalım…Yahu kabalıktan adım atamıyoruz ama
hizmette sınırsızız bir elimizde kanepeler bir elimizde
içkiler,meyveler,yemekler,tatlılar,kuru yemişler ohooo say say bitmez…Yine de
memnun edemiyoruz milleti…Tabi ya evladım onu getir,kızım şunu götür Allahım
sabır diye kaç kere yalvardım bilmiyorum…Hele kendini maymuna çevirip gelen
kızlara bakışım inanılmazdı…ayaklarında 10 cm topuk yürüyemiyor, kafalarında
taşıyamadıkları ‘’Hande Yener’in taktığı o acayip şapkalardan,giydikleri
elbiseler zaten bir karış,o sıcakta o surattaki 2 ton boya badana o saçlar açık
,ellerinde eldiven falan ağızlarını yaya yaya konuşuyorlar Ya Rabbim yok yani
nereye geldiniz siz film falan çekildi herhalde galadayız ama mümkün değil galalarda
da görev aldım böle bir şey yoktu.He bide bunların yanı sıra kelli felli yaşlı
başlı beyefendiler de vardı yani çekmiş takımı takmış gözlügü elinde oynadığı
kuponlar oturmuş bir köşeye hadi be hadi be diye elinde içkisiyle sabırsızlıkla
bekleyen heyecan dolular…Kimileri umarsız sanki zorla getirilmişler gibi
ellerinde dergileri karşısındakiyle dedikodu yapıoyor…Zavallı basın ve zavallı
biz asıl hizmeti biz yapıyoruz yine de paparayı biz yiyoruz nasıl adalet bu
ya…basından arkadaşlar bir oraya bir buraya koşturuyor bir onun bir bunun agız
kokusunu çekerek haber toplamaya çalışıyor,en edeplilerde onlardı zaten hele
bir bayan vardı ki bana dediği cümle aklımda hala’’güzelim be sana çok zahmet olacak ama bana bir bardak su
getirebilir misin?’’ içimden dedim sen böle istedin canımı yedin zaten…
Zaman geçmek bilmiyor zaten,o onu istiyor bu bunu istiyor
millet birbirini yiyiyor o ona bu buna bağırıyor…kaytaranlar yok mu
diyeceksiniz bende size hiç olmaz mı diyorum.Arkadaşım yap işini işte zor
durumda bırakma kimseyi herkesin görevi var ne diye adamı sen zor durumda
bırakıyorsun kendi görevini de ona yaptırıyosun…Başlarken 7o kişi başlıyoruz
devam ederken 20 kişi bitimde 50 kişi yahu tabiki bitimde 50 kişi olacak hizmet
eden işi yapan 20 kişi öldü geberdi yerde yatıyor zaten mitinge(toplantı) gelecek halimi
kaldı bide hesap soruyolar…
Neyse ki yarış bitiyor millet yavaş yavaş
dağılıyor,dağılıyor ama hala yemek peşin de gözün doysun be gözün doysun daha
ne diyeyim ben…Aman gittiler sonunda tek tük kişi kaldı bizde masaları
toplamaya başladık hiç bir şey kalmayacak şekilde,tabaklar dolu sanki yiyecek
haspam doldurmuş da doldurmuş çöpe gidecek biliyorsun nie aç gözlülük yapıp da
dolduruyosun…Allahım Ya Rabbim sen bizi ve bu düşüncesiz insanları affet…Bu işi
yapıyorum yapmasına ama siz bide bu eziyeti bana sorun öyle içim acıyor ki
bu masaları toplarken hiç el değmemiş yemekleri hiç el değmemiş meyveleri
sebzeleri vs. direk çöpe döküyoruz…Memlekette aç gezen o kadar insan varken
ekmek parası bulamayıp suç işleyenler varken hatta istemeyi gururuna yediremeyip de açlıktan ölen onca
insan varken biz bunları bu işi yaparken görmemezlikten,duymamazlıktan
geliyoruz…Ve yapabileceğimiz bir şey olmadığı için bu gerçeklerle her gün
yaşamaya devam ediyoruz…
Evet yarışı ‘’Anatoly’’ adında ki at kazandı.Ne yapayım yani
kazandı da bana yararımı oldu vatana millete hayrı mı dokundu zavallı hayvan
koştu koştu yoruldu üstündeki jokey ,sahibi ve at yarışı oynayıp kazanan
adamlar parayı cebe indirdi . Türkiye de zengin olan adamlar biraz daha
zenginleşti gerisini de Allah bilir zaten ne olacak bakalım…
Yani bu yapılan yarışlar,organizasyonlar iyi güzel hoşta
ortada dönen paralar,hizmetler vs hiç de göze batmayan cinsten değil yani…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder