Amasya şehrinin girişinde Ferhat'ın Şirin için delmiş olduğu dağların arasında inşa edilmiş bir müze burası... Önce o ihtişamlı dağı görüyorsunuz sonra ise o dağın arasından geçen su yoluna gidebiliyorsunuz.
Sonun da tabi yine hüsran... İki aşığın yan yana olan mezarları...
Ferhat ile Şirin 'in hikayesini tabi ki herkes bilir ama ben yine de bir kez daha hatırlatmak isterim.
Ferhat işinde çok iyi olan bir nakkaş imiş, Sultan sarayın içini güzelleştirmek için işçiler çağırır.Ve bu işçilerden biri de Ferhat'dır. Ferhat sarayın duvarlarını çok güzel işler ve bu işlemeleri görüp de beğenen Şirin işlemeleri yapan kişiyi bilmek ister.Bir gün Ferhat'ı görmeye gider. Görür görmez birbirlerine aşık olurlar.Fakat Sultan bunu duyunca küplere biner ve asla izin vermez.
Ferhat'ı sınamak için mi yoksa Şirin'i Ferhat'a vermemek için midir bilinmez ama Ferhat'ın dağı delip su sıkıntısı çeken şehre su getirmesini ister.Eğer bunu başarırsa Şirin'i ona vereceğini söyler.Ferhat kabul eder ve çalışmaya başlar. Ferhat'ı görenler vazgeç der yapamazsın der. Fakat Şirin'in aşkıyla yanan Ferhat çoktan yolu yarılamıştır. Bunu gören Sultan Ferhat'a engel olup ta Şirin'den uzaklaştırmak için birini bulur ve bir tas helva kavurtturarak Ferhat'a gönderir ve Şirin'in öldüğü haberini verir.Garibim Ferhat buna inanır ve ne yapacağını bilemez.Feryat figan ederek elindeki külüngü havaya fırlatır ve külüng geri dönüp başına düşer ve oracıkta can verir.
Şirin ise bunu duyduğunda inanamaz ve Ferhat'ı görmeye gider. Ferhat'ın yerde cansız bedenini gören Şirin bu acıya dayanamaz ve oda canına kıyar.
Hürmüz Şah bu iki gence acır ve bu dünyada kavuşamadınız bari diğer dünyada kavuşun der diyerek mezarlarını yan yana yaptırır. Bu iki aşıgın mezarlarında rivayete göre Ferhat'ın mezarında kırmızı Şirin'in mezarında ise bir beyaz gül çıkar ve bu iki gülün arasında da bir kara çalı çıkar imiş.

Evet önce hikayesini öğrendik sonra Ferhat'ın Şirin için deldiği dağı gezdik ve mezarlarını ziyaret ederek onlar için bir dua ettik.Müzenin kocaman bir bahçesi vardı bu bahçeyi de hakkıyla gezdik.Sonra da müzenin içerisine girdik.Müzeye giriş ücreti olarak öğrenci olduğumuz için 2 tl verdik.Ama ödediğimiz 2 tlnin karşılığını kat kat aldık diyebilirim.
Müze'nin içerisinde sadece Ferhat ile Şirin yok diğer kavuşamayan acı hikayesi olan çiftler düşünülmüş.Kerem ile Aslı ,Leyla ile Mecnun, Romeo ve Juliet ve enteresan olarak Mimarsinan -Mihrimah Sultan bölümü vunların haricinde ise Yavuklu kültürü , İlahi aşk bölümü, Ozanlar bölümü diye ayrılıyor.Tabi ben size sadece Ferhat ile Şirin'in hikayesini anlattım ama daha sonra farklı yerlerde farklı şehirlerde diğerlerinin de hikayesini anlatırım inşallah...
Müzenin içerisinde ayrı ayrı bölümlerin oluşturulması ve olayların yaşanıldığı gibi canlandırılması oldukça hoşuma gitti.Fakat biraz daha bilgilendirme olsaydı hiç fena olmazdı.Bunu da 2013 yılında açılmış yeni bir müze olduğu için görmemezlikten geldik.Ama girişte kulaklık edinip hikayeleri oradan dinleyebiliyorsunuz.Tabi biz konulara hakim olduğumuz için pek gerek duymadık.
Müzeyi tamamıyla gezdik bol bol fotoğraf aldık efsaneleri yeniden yaşadık yeniden hüzünlendik ve tarihin izlerine göz atarken minnettar kaldık.Bize miras kalan bu güzellikler için...
Yolunuz Amasya'ya düşerse mutlaka bu müzeye gelin derim biraz duygulanın gerçek aşk nasıl oluyormuş zamane aşklarıyla alakası var mıymış yokmuymuş bir tanık olun isterim.
Müzenin içindeki bölümlerden:
Sizlerinde en kısa zamanda gezip arşivinize yeni bilgiler eklemeniz dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder