22 Kasım 2015 Pazar

ÖNYARGI

   

  İlk üniversite sınavına hazırlanırken oldukça zor bir dönemden geçiyordum. Ailevi sorunlar, ekonomik sorunlar, arkadaş çevresi sorunları vs. birçok sorun yaşıyordum. Derslere adapte olamıyordum ama yine de çalışmış yeterli bir puan almıştım. Herkes ailesine yakın olan şehir dışı  yerleri yazarken ben ne yapacağımı bilemiyordum. Tüm cesaretimi toplayarak bir tercih listesi oluşturdum. Oluşturduğum listeyi görenler oldukça şaşırmışlardı. Çünkü İstanbul’a en uzak yerleri yazmıştım. Ve benden hiç beklenmeyen bir bölümü tercih etmiştim.
Zamanı geldiğinde kazanılan yerler açıklandığında BİTLİS çıkmıştı. Bölüm olarak da Turizm ve Otel işletmeciliği Bölümü çıkmıştı. Ben tercihlerimden yana gayet mutluydum. Bir çok sorundan uzaklaşıp yeni bir yerde yeni insanlarla ve yeni başlangıçlarla devam edecektim.
2007 yılında ilk defa annem ile birlikte okula kayıt olmaya gittim. Daha sonra dönüp eşyalarımı topladım ve Bitlis’e gidip bir yurda yerleştim.
Bitlis’e okumaya geldiğimi öğrenen tüm arkadaşlarım büyük bir şaşkınlıkla senin ne işin var ne yapacaksın orada diye tepki verip hatta üzerine dalga geçiyorlardı. Akrabalar, eş dost baya bir ön yargılı davranıyordu. Ama benim Bitlis’e gider gitmez öğrendiğim ilk şey ise ön yargının ne kadar da yıpratıcı ve öz güveni tamamen yok eden bir davranış olduğunu öğrenmemdi.
Yurtta ve okulda yeni birçok kişiyle tanışmıştım. Ve ilk defa bu kadar çok farklı illerden arkadaşım olmuştu. Ve benim bakış açım çoktan değişmeye başlamıştı bile…
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde 2 yıl boyunca okudum ve çok çok güzel deneyimlerim oldu. Dünyaya bakış açım, insanlara bakış açım değişti. Büyük bir şehirde yaşadıktan ve o manzarayı gördükten sonra küçücük bir şehirde yaşamak başta zor oldu ama alıştıktan sonra öyle de bir yaşanıyor ki…
Küçük şehirde yaşamak bana ne mi kattı J
Küçük bir şehirde yaşamak trafikten uzak olmak demektir. Kalabalık olmayan herkesin genelde birbirini tanıdığı ortam demektir. Gereksiz alışveriş merkezlerinin olmadığı doğal çevrenin daha çok olduğu bölge demektir. Temiz hava hormonsuz ürün tüketebilmek demektir. Gürültü kirliliği, çevre kirliliği az demektir.
Tek dezavantaj sinema, tiyatro, konser vs. etkinliklerin daha az olduğu bir bölge demektir.
Evet ben 2 yıl boyunca Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde okudum. Ve herkesin görmek isteyip göremeyeceği güzel yerler keşfedip, gördüm. Herkesin ne var ki orada niye gittin dedikleri cümleleri onlara iade ettim.
Çünkü bana o kelimeleri sarf eden insanlar bu yere hiç gitmemiş olan insanlardı. Onlara çok uzak olan bir şehirdi hatta köydü. Bu yerle ilgili hiç belgesel seyretmemiş hiçbir fikri olmayan kişilerdi.
Ama ben fikirlerini değiştirdim bir çok fotoğraf çektim,bir çok belgesel izlettim ve daha bir sürü şey.
Bu sadece bu şehir için geçerli değil tüm şehirler için geçerlidir.
Bu yazımda öncelikle ön yargı kelimesini irdelemek istedim. Aslında ön yargılarımızı bir kenara bıraktığımızda neler neler başarabileceğimizi kendimden örnekler vererek anlatmaya çalıştım.
Bizlerin küçümseyerek baktığı  yerlerde aslında birçok şey öğrenilmektedir. Özellikle de tarihi ve kültürel yönden insan kendini oldukça geliştirebilmektedir.

Bitlis’te gezip görmüş olduğum tüm yerleri en ince ayrıntısına kadar anlatmak ümidiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BURSA YEŞİL CAMİ & YEŞİL TÜRBE

Bahçelievler Belediyesinin düzenlemiş olduğu günübirlik Bursa gezisine katıldığım ve soluğu o çok istediğim Yeşil Cami de aldığım anı paylaş...