Zamanı geldiğinde kazanılan yerler açıklandığında BİTLİS
çıkmıştı. Bölüm olarak da Turizm ve Otel işletmeciliği Bölümü çıkmıştı. Ben
tercihlerimden yana gayet mutluydum. Bir çok sorundan uzaklaşıp yeni bir yerde
yeni insanlarla ve yeni başlangıçlarla devam edecektim.
2007 yılında ilk defa annem ile birlikte okula kayıt olmaya
gittim. Daha sonra dönüp eşyalarımı topladım ve Bitlis’e gidip bir yurda
yerleştim.
Bitlis’e okumaya geldiğimi öğrenen tüm arkadaşlarım büyük
bir şaşkınlıkla senin ne işin var ne yapacaksın orada diye tepki verip hatta
üzerine dalga geçiyorlardı. Akrabalar, eş dost baya bir ön yargılı davranıyordu.
Ama benim Bitlis’e gider gitmez öğrendiğim ilk şey ise ön yargının ne kadar da
yıpratıcı ve öz güveni tamamen yok eden bir davranış olduğunu öğrenmemdi.
Yurtta ve okulda yeni birçok kişiyle tanışmıştım. Ve ilk
defa bu kadar çok farklı illerden arkadaşım olmuştu. Ve benim bakış açım çoktan
değişmeye başlamıştı bile…
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde 2 yıl boyunca okudum ve çok
çok güzel deneyimlerim oldu. Dünyaya bakış açım, insanlara bakış açım değişti. Büyük
bir şehirde yaşadıktan ve o manzarayı gördükten sonra küçücük bir şehirde
yaşamak başta zor oldu ama alıştıktan sonra öyle de bir yaşanıyor ki…
Küçük şehirde yaşamak bana ne mi kattı J
Küçük bir şehirde yaşamak trafikten uzak olmak demektir. Kalabalık
olmayan herkesin genelde birbirini tanıdığı ortam demektir. Gereksiz alışveriş
merkezlerinin olmadığı doğal çevrenin daha çok olduğu bölge demektir. Temiz
hava hormonsuz ürün tüketebilmek demektir. Gürültü kirliliği, çevre kirliliği
az demektir.
Tek dezavantaj sinema, tiyatro, konser vs. etkinliklerin
daha az olduğu bir bölge demektir.
Evet ben 2 yıl boyunca Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde okudum.
Ve herkesin görmek isteyip göremeyeceği güzel yerler keşfedip, gördüm. Herkesin
ne var ki orada niye gittin dedikleri cümleleri onlara iade ettim.
Çünkü bana o kelimeleri sarf eden insanlar bu yere hiç
gitmemiş olan insanlardı. Onlara çok uzak olan bir şehirdi hatta köydü. Bu
yerle ilgili hiç belgesel seyretmemiş hiçbir fikri olmayan kişilerdi.
Ama ben fikirlerini değiştirdim bir çok fotoğraf çektim,bir
çok belgesel izlettim ve daha bir sürü şey.
Bu sadece bu şehir için geçerli değil tüm şehirler için
geçerlidir.
Bu yazımda öncelikle ön yargı kelimesini irdelemek istedim. Aslında
ön yargılarımızı bir kenara bıraktığımızda neler neler başarabileceğimizi
kendimden örnekler vererek anlatmaya çalıştım.
Bizlerin küçümseyerek baktığı yerlerde aslında birçok şey öğrenilmektedir.
Özellikle de tarihi ve kültürel yönden insan kendini oldukça
geliştirebilmektedir.
Bitlis’te gezip görmüş olduğum tüm yerleri en ince
ayrıntısına kadar anlatmak ümidiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder