24 Kasım 2015 Salı
BİRİ DUT MU DEDİ
İstanbul da gün geçtikçe sayısı azalan meyve ağaçlarını bulmak için fıldır fıldır gezmeniz lazımdır.Lakin çoğu sefer dalından koparıp da bir meyve yemeğe hasretizdir.Küçük denecek yaşlarımda Ankara da ikamet etmekteydik.Ve kocaman bahçeleri olan bir semtte ağaç tepelerinde geçirdim o yaşlarımı...Ne şanslıymışım şimdiki çocuklar maalesef biraz şanssızlar.
İstanbul a taşındığımızda en çok o kocaman bahçesi ve bahçesinde köpeği olan müstakil evimizden ayrılmak koymuştu.Ama çocuksunuz işte elinizden ne gelir ki...
İstanbul da da sağ olsun dayımızın Çatalca da bir yazlık tipi evi var.Tarlasıdır bahçesidir ağacıdır arada bir gidip hevesimizi alıyoruz işte yapacak bir şey yok.
Velakin ben Bitlis'e okumaya gittiğimde yine böyle bir ortama karıştım.Her yerde meyve ağaçları elmasıdır, armududur, narıdır,kirazıdır,hatta dutudur ohhh dedim cennete düştüm.Bitlis te yaşayan insanlar yemeyi ve yedirmeyi seviyorlar Allah için ne yalan söyleyeyim her dalına baktığımda çekinme kızım koparda ye dalından helali hoş olsun göz hakkıdır diye seslenen teyzeler olurdu.
Hatta okul dönüşü bazen yürüyerek döndüğümde elimde kitabı defteri gören teyzeler poşetle tutuşturuveriyorlardı elime...Gerçi arkadaşlarım her ne kadar sana ayrıcalık yapıyorlar bize kimse bir şey vermiyor deseler de benim görüşüm bu doğrultuda.Sonuçta kim ne görürse ne yaşarsa nasıl karşılanırsa onu anlatırmış.
Elim de bir kitap var içindekileri sırasıyla yapmaya çalışıyorum hala :)
O kitap mı ? ''Türkiyede ölmeden önce yapmanız gereken 101 şey'' adlı bir kitap çok eylendim kitabı okurken ve ciddi anlamda çoğunu yaptım.Bu kitaptaki tavsiyelerden biri de Dut silkele emri idi.
Arkadaşlar sağ olsunlar beni ağacın tepesinde yakaladılar.
Dutları silkelemek yerine tek tek koparıp yemek daha güzel oluyor.
Aslında ben çoğu kez dut silkeledim.Nerde mi? Erzincanın İliç Çaltı köyünde...
Çocukluk ve gençlik dönemlerimde Dede Topraklarını ziyaret etmişliğimiz hatta köyde tatil yapmışlığımız var.Bu ayrıcalığa dayanaraktan gerçekten dut silkelemek ve o dutların tek tek patır patır yere düştüğünü görmek inanılmaz bir zevk.Ama tek tek dalından koparıp yemek daha büyük bir zevk.
Ben bir ara çok merak ettim ve dutun tarihçesine baktım.Dutun da tarihçesimi olurmuş ya dut duttur işte diyenleri duyar gibiyim.Ama gerçekten Allah bu meyvayı niye yaratmış ne faydası var bugünkü haline gelene kadar insanlar ne yapmış nasıl yararlanmış oturdum araştırdım okudum ve hayretler içinde kaldım.
Aslında dut ağacıda çin malı desem yeridir.Ülkemize ilk Çin topraklarından Orta Asya'dan gelmiş bir ağaç türü.Yılışık bir ağaç türüymüş hemen hemen her bölgede yetişebiliyormuş fakat çok fazla yüz vermek hatta o yüzünde astarını vermek lazımmış.Yoksa ürün vermiyorlarmış.Birçok hastalığa şifa imiş.Beyaz,siyah ,mor olan çeşitleri kuru yada yaş olarak tüketilecek yerleri var imiş.Morları toplarken dikkatli olun zira eliniz boya olabilir öylede tesirli ki kolay kolay çıkmıyor.Hatta ipek böcekçiliğinin yapılabilmesi için mutlaka dut ağacının yaprağının tüketim olarak kullanılması lazım imiş.
Evet benden yazması bu kadar diyeyim sizlerde en kısa zamanda bir fırsat oluşturup dut silkeleyin derim. Özellikle de çocukların bu duyguyu yaşamasına olanak sağlayıp onların gözünde bir kahraman olun derim.Çünkü koskocaman bir kız olmama rağmen annem benim hala en büyük kahramanımdır.
Tekrar yazmak ümidiyle...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BURSA YEŞİL CAMİ & YEŞİL TÜRBE
Bahçelievler Belediyesinin düzenlemiş olduğu günübirlik Bursa gezisine katıldığım ve soluğu o çok istediğim Yeşil Cami de aldığım anı paylaş...
-
Bir gezi sırasında hadi şu müzeye de bakalım diye girip gezdiğimiz müzelerden biri idi.Ama gördüğümüz eşsiz eserler karşısında büyü...
-
KİTAP:İTALYANCA AŞK BAŞKADIR YAZAR:MEAVE BİNCHY ÇEVİRİ:LALE BUDAK YAYIN:DOĞAN KİTAP SAYFA SAYISI:415 KİTAP ...
-
Yolum Kıbrıs'a düştü madem gezmemek olmaz.Hele de özel anlam taşıyan yerleri görmeden, o yeri bilmeden, öğrenmeden geçip g...
-
Adilcevaz’a ilk gittiğimde etraftaki marketlere baktığımda çuval çuval cevizlerin satıldığını gördüm. Ekstradan yanında da ...
-
İki yıl boyunca her canım sıkıldığında kaçıp kaçıp kafa dinlemeye geldiğim bir yerden bahsetmesem olmazdı tabi ki... Sahil dediğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder