Kıbrıs da hep güzel yerleri içimizi açan, ağzımızı açık
bırakan, gözlerimizin fal taşı gibi açıldığı heyecanlandığımız ve hayran
kaldığımız yapıları gezdik.
Fakat madalyonun öteki yüzünü unutmamak gerek. Bunu
düşünerek bu müzeyi gezmeye geldik fakat bu sefer ne gözlerimiz fal taşı gibi
açıldı, nede yüreğimiz ferahladı aksime boynumuz bükük, kalbimiz acı içinde
gözlerimiz yaşlı ve huzursuzuz.
Böyle bir ortamda insan nasıl huzurlu olabilir ki böyle bir
vahşet karşısında nasıl bir tepki verebilir ki…
İnsanlar nasıl bu gaddar olabilir nasıl böyle canileşebilir
ve bu kadar vahşileşerek nasıl insanlıktan çıkabilir ki gerçekten akıl sır
erdiremiyorum asla ve asla kabullenemiyorum. Böyle bir vahşete neden olanların
insan olduklarına inanamıyorum. Zira hayvanlar bile böyle bir vahşete neden
olmuyor en azından kendi ırkına kendi türüne zarar vermiyor.
Müzenin adı Barbarlık Müzesi olmuş kim tarafından bu isim
konulmuş bilmiyorum ama Barbarlar bile böyle katliam yapmıyorlardır herhalde
bence bu müzenin adı Vahşet müzesi olmalı çünkü vahşetin her fotoğrafı
çerçevelenmiş hem de orijinal photoshop yok hepsi gerçek.
Fotoğrafları tek tek inceledik yazılan yazıların hepsini tek
tek okuduk.1963 yılının 24 Aralık gecesi bu içinde bulunduğumuz bu evde Kıbrıs
Türk Alayı Doktoru Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları
Murat, Kutsi, Hakan ve de ev sahibi olan Feride Gudum Rumlar tarafından kurşun
yağmuruna tutularak vahşice katledilerek şehit olmuşlardır.
Müzenin kapısından içeriye girildiğin de girişin sağında
kalan tarafta kırmızı boya ile tavandan aşağıya doğru akan bir motif yapılmış
insanın içine içine işleyen diğer bir odada ise birçok semaya açılmış el resmi
var gözleri yaşartan…
İnsan canı bu kadar mı hafif bu kadar mı önemsiz dedirten
toplu katliamları anlatan siyah beyaz fotoğraflar o kadar yürek burkucu ki böyle
fotoğrafları bir daha görmemek için son bölümü hızlıca geçtim.Çocuklarını bu katliamdan
korumaya çalışan bir anneyi düşünün onları banyo küvetine saklayıp üzerine
siper olacak kadar mükemmel ama gözü dönmüş cani insanlar o anneyi öldürürken
bunu düşünemeyecek kadar vicdansızlaşmışlar daha küçücük olan yavrucaklar
kurşun ile değil ama havasızlıktan ölmüşler.
Banyo ve tuvaleti cam levha ile kaplamışlar o zamanın izleri
hala dün gibi yaşıyor orada küvetin içindeki kan izleri hala duruyor. Tuvalete
açılan mermi izleri duvarlarda ve kırılan su deposunda…Ailenin katliam sırasında üzerinde olan kıyafetler özel bir camekanda sergilenmiş ve üzerinde ise o günden bir fotoğraf asılı gerçekten inanılmaz...
Gerçi evin içindeki mermi izlerinin hepsi siyah bantlarla dikkat
çekici hale getirilmiş.
Yaşanan bu facia ile ilgili gazete haberleri çerçeve içinde
sergilenmiş şekilde, ayrıca şehitlerimiz için yapılmış olan ve her birinin
isminin yazılı olduğu ‘UNUTMAYACAĞIZ’ adlı levha oldukça manidardı.
Ayrıca Rauf Denktaş’ın imzası olan bir sözü de burada bir
çerçeve içinde iliştirilmiş.O söz mü : ‘’Bu yuvada hürriyetin bedeli ve Türk
olmanın diyeti ödenmiş Kıbrıs’ın ikinci Girit olması önlenmiştir. Megali İdea
sevdalıları utansın ! Şehitlerimizin ruhları şad olsun.‘’
Müzeden çıkıyoruz fakat müzenin bahçesinde de aynı yılda
yaşayan “Kumsal Katliamı”nda şehit edilen 11 Kıbrıs Türk vatan evladının anısına
bir anıt yaptırılmış.Anıt üzerinde şehitlerin fotoğrafları da bulunuyorlar. Bu
anıt “Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği”nin katkılarıyla yapılmış.Rumlar, Kıbrıs’ta Türkler üzerinde çok sıkı
bir soykırım politikası uygulamışlar.
Barbarlık Müzesi 42 yıl önceki bu soykırımın delili ve
belgesidir.
Gözyaşları içerisinde, tüylerimiz diken diken olmuş bir
halde buradan ayrılıyoruz. İnsanlık tarihinde tekrar böyle katliamların
olmaması için dua ediyoruz en saf ve en içten duygularla…
Bu müzeye gelerek bilinçlenmek gerekiyor neyin nasıl
olduğunu biraz olsun görmek gerekiyor insanın içi kaldırmasa da buruklaşsa da
mutlaka öğrenilmesi gerekiyor.
Maalesef burada çok fazla fotoğraf çekemedim. Çok duygusal
bir insan olduğum için gözyaşlarıma hakim olamayıp makyajımı bozdum ve gezi
boyunca selpak ile dolaştım. Pek tasnif edilecek bir durum değil ama kendime
hakim olamayıp küfür etmişliğim bile var. Burada insanların güzel anısı olamaz
ancak hüzünlü ve buruk bir anısı olabilir.
Görmek ve bilmek isteyen herkesin gidip görebilmesi
dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder