Topkapı Sarayını gezerken bu kiliseyi görmüştük. Bu kilise
Ayasofya Müzesi Müdürlüğünün özel izni ile gezilebiliyor.Kiliseye girme ücreti ise 20 lira.O kadar çok zamanımız
olmadığı için kuzenimin de pek içini gezme gibi bir hevesi olmadığından dışını
gezdik ve fotoğraf çektik. Bildiğim kadar tarihçesini anlattım ona tabi ki.
Daha önce buranın içine bende okul dönemimde İstanbul festivalindeki bir konser
zamanında girebilmiştim.
Bu kilise akustugi çok iyi olduğundan konserlere ev
sahipliği yapmaktaymış. Gidip kendi kulaklarımla duyunca ve gözlerimle de
görünce bu bilgiye inandım.
İstanbul’un en eski Bizans kiliselerinden biridir Aya İrini
hala kilise olarak kalabilmesinin yani cami olmamasının temel etkeni ise
Sarayın içinde kalmasından dolayıdır.
Osmanlının bu kiliseyi zamanında yeniçerilerin silahhanesi
olarak kullandığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Sonuçta bizim dinimiz olmasa da
Hristiyanların dinini yaşattığı bir mabetti orası hani biz hoşgörülüydük
dinlere saygı duyardık diye düşündüm ve kınadım cidden. Sonra ise Askeri
müzenin daha önce burada olduğunu ve ihtiyaçtan dolayı kullanıldığını öğrendim.
Araştırmalarımda Harbiye de bulunan Askeri müzenin aslında burada olduğunu
sonradan oraya taşındığını öğrendim.
Aya İrini kilisesi burada bulunan ve Roma
döneminden kalmış olan Artemis, Afrodit ve Apollon mabetlerinin kalıntılarından
yararlanılarak 4. yy'ın başlarında Konstantin zamanında yatırılmış. Aya İrini ya da Hagia Eirene`nin
sözlükteki anlamı `Kutsal Barış`; ama aynı zamanda da, aynı yüzyılda yaşamış
bir azize. Azizenin gerçek adı Penelope`dir. Hristiyanlığı yaymaya çalışır.
Putperestler tarafından yılanlarla dolu bir kuyuya atılır; ölmez. Taşlanır,
atlara bağlanıp sürüklenir; yine de ölmez. Mucizelerin sonunda putperestler
Hristiyan olur; İrini de bir azize. İmparator Konstantin, bu olağanüstü olay
üzerine yaptırdığı tek tanrılı dinin ilk mabedine Aya İrini adını
verir.Ayasofya'yla aynı avlu duvarı içinde bulunan Aya İrini, çıkan Nika
Ayaklanması sırasında yanındaki Sempson Zenon'la birlikte yanmıştır.
İmparator Jüstinianos Ayasofya'nın yanı sıra Aya İrini'yi de yeniden yaptırmıştır. Fakat daha sonra yaşanan şiddetli depremler binada önemli hasarlara neden olmuştur. Tekrar tekrar onarım gören kilise hala ilk günkü gibi ayaktadır.
Bu bilgileri verdikten sonra kuzenim ve ben Sarayı gezmeye
ve keşfetmeye başladık.
Topkapı Sarayı ile ilgili postumu daha önce paylaşmıştım.
İsteyen herkesin buraya gidebilmesi ve birçok fotoğraf çekerek arşivine ekleyebilmesi dileklerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder