3 Mart 2016 Perşembe

DOST OYUNCU OLURSA --KIRMIZI BALON--

 Akşam iş çıkışlarında,hafta sonu okul tatillerinde  yani her fırsat bulduğumda yanımda illa bir arkadaşımı da sürükleyerek tiyatro izlediğim ve izlemeye de doyamadığım doğrudur.

Çünkü tiyatro benim için hayattır,hayattan bir soluk almaktır. Eee o zaman neden oyuncu olmadın diyenler de var tabi.Küçük çaplı kendimce oyunlar sergiledim tiyatrolarda oynadım hatta palyaçoluk bile yaptım.Ama herkes işini yapmalı ya ,ben çok rol kesebilen bir insan değilim bu iş rol kesebilenlerin işi diye düşünüyorum.

Ayrıca bunun için yeteneğin yanında eğitim de çok önemli o kadar eğitim almış insanların önüne hiçbir şey bilmeden hak etmeden geçmeye çalışmakta çok yanlış olur diye de düşünüyor değilim.

Benim gibi kalbi tiyatro aşkıyla atan bir çok arkadaşımda vardı.Fakat içlerinden biri var ki o benim için çok değerli olan bir insan, yıllardır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen evlerimizin kapıları ailelerimizin gönül kapıları her zaman sonsuza kadar birbirine açık olan birkaç insandan en önemlisi o.

Her tiyatroya gittiğimiz de ağzından hep aynı kelimeler yuvarlanırdı.''Bir gün bende bu sahnelerde oyun oynayacağım,ders alacağım,kursa gideceğim beni de artık izlersiniz''derdi.Tabi ben bizle kafa buluyor öylesine söylüyor diye önemsizce gülüp geçiyordum.

Bir yaz akşamı arkadaşım beni arayıp büyük bir sevinçle ve kendince bir gururla ben tiyatro dersleri almaya başladım kursa yazıldım diye haber verince tabi ki ben hadi canım diye bir tepki verdim.Ama sevindim.

Daha sonra bu dönem şubat ayında İstanbul'a ailemin yanına tatil yapmaya gittiğimde öğrendim ki sevgili arkadaşım tiyatrolarda oynamaya başlamış.Ve hemen de bu duruma uyum sağlamış.Beni mutlaka gelip  izlemelisin dedi.Hatta bak bakayım ne yapıyorum eksiğim gediğim var mı varsa akıl ver sen anlarsın böyle işlerden diyerek beni oyunlarına davet etti. Ee davete icabet etmemek olur mu hiç?

Bende sevgili arkadaşımı yalnız bırakmayarak hatta çok çok duygulanmış bir şekilde yıllarca birlikte gitmiş olduğumuz Yunus Emre Kültür Merkezine onu izlemeye gittim.Hatta müsaade isteyerek biraz video ve fotoğraf bile çektim.


Benim için çok özel anlardı çünkü yıllarca hep yan yana aynı sahnede başka oyunları izlediğim arkadaşım,bugün o sahnedeydi ve ben onu izliyordum.Bu duygular gerçekten çok farklı duygulardı.



Çocuk oyunlarında oynuyor kendisi ve çocukları da çok seviyor.Birçok oyunda yer alıyor fakat ben Kırmızı Balon oyununa gittim ve bu oyuna bayıldım gerçekten.Çocuk oyunu olmasına rağmen hiç sıkılmadım aksine alttan alttan baya bir mesajda verilmiş yani anlayana.


Oyun çok aktif bir oyundu hatta seyircilerle baya kontak kurulan bir oyundu.Minikler oyunun içinde idi kırmızı balonlar tek tek patlatılıp içindeki yazılar okunulup uygulanıyordu. Kraliçe muazzamdı,hele dedemizin ve ninemizin performansına diyecek yoktu.Sonra dan gelen ineğe yeğenimin tabiriyle möcüğe bayıldım.Hele nöbetçinin uyutulma sahnesinde ninniler çocuklar tarafından söyleniyordu eee eee sesleri havada uçuşuyordu.Bir ara neredeyse tiyatroda olduğumu unuttum. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi oyunun sonuna gelindi ve neyse ki sonu tatlıya bağlandı.Oyun bittikten sonra ailecek fotoğraf da çekilerek bu anları ölümsüzleştirdik.


Bu oyuna sizlerde çocuklarınızla gönül rahalığıyla giderek izleyin derim :)
Buraya da birkaç fotoğraf iliştirdim sizler için  en kısa zamanda gidip izleyebilmeniz dileklerimle...
Ayrıca iletişime yukarıdaki afişin üzerinde bulunan telefon numaralarından ve internet adresinden ulaşabilirsiniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BURSA YEŞİL CAMİ & YEŞİL TÜRBE

Bahçelievler Belediyesinin düzenlemiş olduğu günübirlik Bursa gezisine katıldığım ve soluğu o çok istediğim Yeşil Cami de aldığım anı paylaş...